Bu ‘Yavaş Yaşamak’ kavramı tüm dünyada dinlence kavramını da değiştirdi. Turizm sanayisinin doldur – boşalt tatil anlayışı insanı dinlendirmekten çok uzak. Beton duvarlar, yapay çiçekler arasına sıkıştırılan tatilciler! Gözler sürekli olarak saatte. Kahvaltı saati, öğle yemek saati, beş çayı ve akşam yemeği gibi zamanlar takip ediliyor. Şezlong kapmak ta başka bir maharet gerektiriyor.

Ülkemizde Yavaş Yaşamak kavramına uygun çok iyi örnekler ortaya çıkmaya başladı. Bunlardan biri de Antalya’nın Kumluca ilçesi Mavikent Beldesi yakınlarında kurulu bulunan HavaSu Köy.

Koşma, yürü

HavaSu Köy, Eco Hotels Of The World (Dünya Ekolojik Oteller) tarafından ‘5 Yeşil Yıldız’ olarak değerlendirildi. Eco Hotels of The World listesine girmek herhangi bir para ödemesi olmaksızın, editörlerin yaptıkları araştırmalar sonucunda mümkün oluyor. Kurulduğu günden günümüze değin bu şekilde yaşayan HavaSu Köy Türkiye’de ilk beş yıldızlı ekohotel olmanın onurunu taşıyor.

HavaSu Köy’de Yavaş Tatil! Yeni tatil kavramının adı ‘Yavaş Tatil’. ‘Yavaş Tatil’in Türkiye’deki temsilcisi Antalya’da beş yıldır hizmet veren HavaSu Köy. Konuklarına bir günde bir haftalık dinlenme sağladıkları konusunda iddialı. Çam ağaçlarının arasında ahşap evlerden oluşan HavaSu Köy, tertemiz havası, muhteşem manzarası ve çevresindeki bakir koylar ve antik şehirlerle, dinlenmek isteyen konuklarına kısa sürede uzun bir dinlenme duygusu yaşatıyor. HavaSu Köy de sabah 08.30′da başlayan kahvaltı öğlen 12.00′ye kadar sürüyor. Konukların kahvaltıyı kaçırma endişesini yaşamasını istemeyen HavaSu Köy’ün sahibi ve işletmecisi Sağlamer çifti her kahvaltının, evde yaşanan Pazar kahvaltıları gibi yaşanması amacını taşıyor.

Ailenin bir araya gelip uzun kahvaltı saatlerinde yapılan sohbetlerin tatil boyunca her gün yaşanmasının şehirli aile içindeki eksik iletişimin tamamlanmasını sağlıyor. Öğle yemekleri istenilen zamanda alınabiliyor. Akşam yemekleri ise hava kararmadan başlamıyor. Sağlamer çifti buna neden olarak “Gün batımı öyle muhteşem bir manzara oluşuyor ki konuklarımızın bu manzarayı kaçırmasını istemiyoruz. Güneş denizin üzerinde batarken gökyüzü ve deniz her an değişen bir ebru gibi oluyor. Bu ebruyu izlerken insanın bedenindeki, ruhundaki yorgunluğu atmaması mümkün değil. Bir çeşit meditasyon, doğayı an be an izlemek. Doğa sizi öylesine içine alıyor ki bir bakıyorsunuz doğa siz olmuş, siz de doğa. Ve sonunda bir oluyorsunuz. Doğanın bütün enerjisi sizin üzerinizden akıyor. Tamamen yenileniyorsunuz. Bu şölenin ardından yenilen akşam yemeği insanın dinginliğini artırıyor” diyor.

HavaSu Köy’de televizyon yok ama iş insanlarının uzun süre işlerinden uzak kalamayacaklarını düşündüklerinden kablosuz internet bağlantısı mevcut. HavaSu Köy’ün asıl ev sahipleri olan bülbüller, sakalar, sincaplar, tavuklar, kediler ve köpekler her an konukların yüzünde gülümseme yaratmak için görevli gibi çalışıyorlar. HavaSu Köy’de sanat atölyesinde ressam Nur Sağlamer’in ürettiği takılar, giysiler ya da resimlerden temin etmek istediğinizde her bir ürünün sadece bir tane üretildiğini bilmek kendinizi farklı hissetmenize neden oluyor. Balık tutma tutkunları Haluk Sağlamer’in düzenlediği özel tekne turlarıyla Beş Adalar, Gelidonya Burnu, Mavikent sahillerinde bir yandan balık tutarken bir yandan da yeşil ve mavinin iç içe geçtiği koylarda gözlerine, ruhlarına ve bedenlerine bayram hissi yaşatıyor.

Hızlı akan yaşamın temposu insani değerlerin kaybolmasına kadar varınca, ‘Slow Movement’ yani ‘Yavaş Yaşam’ akımı Batı’da taraftar bulmayı başardı. Yavaşlığın aslında ‘hayata ve zamana’ hâkim olmak anlamına geldiği, hızlı akan bu süreçte öğrenildi.

Yavaş Yaşam akımının el kitabı sayılan ‘In Praise of Slow’un (Yavaşlığa Övgü) yazarı Carl Honor de Petrini; “Amaç sadece yavaşlık değil, günlük hayatın tüm uygulamalarında gösterilen özen, dikkat ve farkındalık” olduğunu belirtiyor. Bu sözlerle özetlenen ‘yavaşlama’ hareketinin ana mesajı, ‘denge kurmak’. ‘Yavaş Yaşam’ yavaş yaşamak değil, gerektiği yerde yavaşlamak, gereken yerde hızlanmak, her anın farkında olmak. Bütün mesele farkındalıkla ideal dengeyi kurmak.

Batıda Finike, doğuda Kemer, kuzeyde Beydağları güneyde turkuvaz Akdeniz, binlerce yıldızın aydınlattığı gökyüzünün altında, zeytin, portakal, limon ağaçlarının, begonvillerin fışkırdığı topraklar üzerinde çam ağaçlarının gölgesinde altı yıl önce kurulmuş HavaSu Köy. Nur ve Haluk Sağlamer çifti oğulları Mir ile HavaSu Köy’ü kurarken arkadaşları, dostları sürekli müdahale etmeye çalışmışlar, bahçeye şöyle bir beton yol yapsanız, şuraya toprak doldurup düzeltseniz, fidecilerde çok değişik güzel ağaçlar, çiçekler var onlardan ekseniz ya da şu ağacı budarsanız deniz daha çok görünür gibi.

Sağlamer ailesi ise hiçbir yere beton yol yapmamışlar, toprağı kendi eğimiyle bırakmışlar, kendiliğinden çıkan yabani laleler, nergisler, zambaklar, sıklamenleri korumaya almışlar bölgenin ağaçlarından ilaveler yapmışlar HavaSu Köy’e. Limon, portakal, muz, nar, zeytin, badem ekmişler her bir yana. Havuzu öyle bir planlamışlar ki hiç ağaç kesmedikleri gibi ağaçların gölgesinden faydalanmışlar, gölgeliğe, şemsiyeye ihtiyaç duymamışlar.

Evcikleri ahşap yapmışlar, doğanın dokusunu bozmamak için. Bilirsiniz herkes yeni bir şey yapılırken pek bilmiş olur. Demişler ki; koruyucu sürün ki dayanaklı olsun. Sağlamer’ler koruyucunun kanserojen olduğunu bildiklerinden, hiçbir koruyucu kullanmamışlar.”Eskiyince evcikler, yenisini yaparız” demişlerEvciklerin arasına harekete duyarlı lambalar koymuşlar ki ışık kirliliği olmasında konuklar geceleri gökyüzünü doya doya seyretsinler. Her yere tasarruflu lambalar koymuşlar elektrik çok harcanmasın, yeni barajlar, santraller kurulmasın diye.

HavaSu Köy’ün etrafını tel örgülerle, duvarlarla çevirmemişler ki özgürlük duygusunu yitirmesin konuklar.

Bir dönüm yeri organik tarım için ayırmışlar. Kendileri ekiyor, konuklarıyla toplayıp, yiyiyorlar. Domates, salatalık, biber, patlıcan, kabak, bamya, kavun, karpuz, maydanoz, nane, fesleğen hepsi mis gibi kokuyor, çocukluğumuzdaki gibi. Orman kekik, adaçayı dolu. Şimdilerde çan biberi üretiyor ve gelen konuklarına fideler verip yayılmasını sağlıyorlar.

Tarhanayı, salçayı kendileri yapıyorlar. Dışarıdan yoğurt alınmıyor. Komşunun sarıkızı her gün sütünü gönderiyor HavaSu Köy’e. Sütlaç, yoğurt hep sarıkızın sütünden. Bal, komşulardan. Halis bal. Portakal çiçeği balı, kekik bal, çam balı.

Güneş enerjisinden faydalanıyorlar suyu ısıtmak için. HavaSu Köy, yaz kış açık olduğundan ısıtma içinde güneş enerjisinden faydalanma çalışmaları devam ediyor. Kışları ortak mekânda soba yanıyor. Üzerinde kestane pişiriyorlar. Çorba ve çay her daim sobanın üzerinde sıcacık içilmeyi bekliyor. Çevredeki üreticileri, esnafı destekleyerek bölgenin kalkınması için çalışıyorlar. Bilinçli tarım, iletişim, çağdaş vatandaşlık, koruyucu hekimlik gibi konularda uzmanlarla işbirliği yaparak köylerde toplantılar düzenliyorlar.

Suyun bilinçli kullanılması için projeler üretip, yerel yönetimle çalışmalar yapıyorlar. Deniz ve kıyı temizliği için sivil toplum örgütleriyle halkı buluşturuyorlar.

İstanbul’dan göç edip Antalya’nın Kumluca İlçesi Mavikent Beldesi’ne yerleştiklerinden bu yana hiç boş durmamış Sağlamerler. Rhodiapolis antik kentinin tanıtımı için uğraşıyorlar. Ellerinden gelen desteği veriyorlar kazı ekibine.

HavaSu Köy’de köpekler, kediler, tavuklar bir arada yaşıyor. Hepsi özgür. Artan yiyecekler onlara gidiyor, çöpe değil.

Fosseptik ve tüm atık su doğal filtrelemeden sonra bahçe sulamasında kullanılıyor. Tüm deterjanlar ve sabunlar ve biyobozunur veya organiktir. Tüm personel çalışmaya başlamadan önce eğitim alır. Eskiyen veya değiştirilecek malzeme önce çalışanlara teklif edilir. Artanı komşu köylüye hediye edilir.

Kâğıt, karton, cam, plastik ve teneke tüm geri dönüşümlü maddeler için kutular vardır. Pil, cep telefonu gibi sıra dışı öğeleri çalışanlara teslim ediniz. Bazı sebze ve meyveler % 60 kendi tarlamızda üretilir ve konuklar isterlerse kendileri toplayabilirler.

Tüm alışverişler yerel dükkânlar ve çevre halkından yapmakta. Yerel sanatçıların tesiste gösteri yapmalarına fırsat veriliyor. Konuklara çevredeki el değmemiş orman yollarında yürüyüşler yapmaları tavsiye ediliyor.

HavaSu Köy’de birde sanat sergi salonu var. Çevredeki sanatçılara sergi imkânı tanıdıkları gibi uluslar arası sanatçılarında sergileri açılıyor bu salonda. Nur Sağlamer’de ressam ve yazar. Ailece sanata ve sanatçıya saygılı, dost.